TMMOB’un 15 – 16 Kasım günleri “Tarihi Yarımada Sempozyumu” gerçekleştirdi. Sempozyumda alanında oldukça deneyimli mimarlar çeşitli konularda bildiriler sundu. Bu bildirilerin en çarpıcılarından biri de Acar Avunduk’un, kendi çektiği fotoğraflarla belgeleyerek sunduğu Tarihi Yarımada’daki Restorasyon üzerine yapılan çalışmaydı.

Türkiye’de restorasyon alanında önemli çalışmalara imza atan, Selimiye Camii, Tekirdağ Yalı Hamamı, Silivri Aziz Nektarios Evi gibi pek çok yapının restorasyon ve rekonstrüksiyonunu gerçekleştiren mimar Acar Avunduk, sempozyumda, Tarihi Yarımada’da “Restorasyon” adı altında yapılan büyük tahribatları, çarpıcı fotoğraflarla anlattı.

Yaptığı sunumda, öncelikle yanlış restorasyon çalışmalarını iki ayrı grupta toplayan ve bu şekilde analiz eden Avunduk, ardından bu iki gruba dair yanlışları ortaya koyan fotoğraflar ve sonuç olarak da çeşitli önerilerle sunumunu tamamladı.

Avunduk, “I.grup restorasyonlar” olarak grupladığı projeleri, “Yola çıkışı iyi niyetli olmayan, ağırlıklı olarak ranta dönük, dünyada bir başka eşi ve benzeri görülmeyen, bilim dışı, form dışı, estetiksiz uygulamalar…” olarak tanımladı ve bu projeleri 3 ayrı grup altında toplayarak, fotoğraflı örneklerle açtı.

a) Eski, özgün yapı ile hiçbir biçimde benzeşmeyen ne olduğu belirsiz form arayışları, ilave katlar ve enine boyuna büyümelerle (kontur-gabari) yapılan restorasyon uygulamaları

sirkeci altin borsasi binası
Form dışılık – İlave katlar

aksaray hohor'da vakıf binası
Form dışılık – Enine boyuna büyümeler – Oransızlık – Plastik Yağmur İniş Boruları

 

süleymaniye
Form dışılık – Plastik Pencereler – Plastik Yağmur İniş Boruları

 

süleymaniye
Form dışılık – Enine boyuna büyümeler – İlave katlar

 

sultan ahmet cankurtaran
Form dışılık – İlave katlar – Kontur ve Gabari Büyümeleri

 

sultan ahmet cankurtaran
Form dışılık – Kontur ve Gabari Büyümeleri – Oransızlık

 

cerrahpasa
Form dışılık – Oransızlık – Gabari büyümesi

 

Şehzadebaşı Acemioğlanlar Hamamı 1940 - 2007
Şehzadebaşı Acemioğlanlar Hamamı 1940 – 2007

 

Şehzadebaşı Acemioğlanlar Hamamı

b) Eski yapıdan, özgünden hiçbir şey korumadan (malzeme ve strüktür olarak) tümden yenilenen yapılar

Süleymaniye
Malzeme – Strüktür Değişikliği ( Betonarme Uygulamalar – Ahşap Lambri Kaplamalar- Plastik Yağmur İniş Boruları)

 

Süleymaniye
Malzeme – Strüktür Değişikliği ( Betonarme Uygulamalar – Ahşap Lambri Kaplamalar- Plastik Yağmur İniş Boruları)

 

Süleymaniye
Malzeme – Strüktür Değişikliği ( Betonarme Uygulamalar – Ahşap Lambri Kaplamalar- Plastik Yağmur İniş Boruları)

 

Sultanahmet Camii Avlu Duvarı Bitişiğindeki Ahşap Konak
Oransızlık – Yanlış Malzeme (Vinil Dış Cephe Kaplaması / Vinil Yalı Baskısı / Siding Kaplama)

 

Cerrahpaşa Camii Külliyesi

Oransızlık – Yanlış Malzeme ( Vinil Dış Cephe Kaplaması / Vinil Yalı Baskısı / Siding Kaplama)

 

c) Geçmişte hiç mevcut olmayan yapının ( olsa bile değişik biçimde var olan) yanıltıcı bilgi ve belgelerle rekonstrüksiyon adı altında yeniden inşa edilmesi

Leb-i derya yalı rekonstrüksiyonu
Oranlar, Yeri Ve Konumu Ciddi Biçimde Tartışmalı

 

“II. grup restorasyonlar” ise, Avunduk tarafından “Yola çıkışı iyi niyetli olan, ancak yetersiz bilgi, yetersiz deneyim ve özensizlik sonucu yapılan hatalı restorasyonlar…(hem deneyim de /hem malzeme de /hem de uzmanlıkta)” olarak tanımlandı.

Kız Taşı

Kız Taşı

Kız Taşı

Kız Taşı
Marcianus Anıtı – 452

 

Kocaustafa Paşa Camii

Kocaustafa Paşa Camii

Sütun başlıkları çimento ile onarılmış

Cerrahpaşa Camii

Cerrahpaşa Camii

Fatih Hekimoğlu Camii
Son cemaat mihrabçeleri mukarnası geometrisi doğru ama seçilen malzeme bütünle uyumsuz, doku ‘tekstür’ ve malzeme uyumsuzluğu var

 

Hazine-i Evrak Binası
Çimento harçlı mozaik sıva hem kalın olduğu hem de yüzey iyi hazırlanmadığı için zeminle aderans oluşturamamış ve çatlayarak dökülmüştür

 

Sultan Ahmet Meydanı
Sözün bittiği yer…

Tahribatların nedenleri:

ı. Konuya ilişkin uzmanlık ve deneyimin aranmaması,

ıı. Restorasyon uygulamalarında proje müelliflerine mimari mesleki denetimin yaptırılmaması,

ııı. Restorasyon uygulama ihalelerinin en düşük fiyatı veren “yani en çok kıran” yapım şirketlerine verilmesi.

Neler Yapılabilir?

ı. I.grup,iyi niyetli olmayan,sadece rant amaçlı,adı restorasyon olan uygulamalar için öneride bulunmak güç. Bu bir planlama sorunu, bu bir kültür sorunu, bu bir az gelişmişlik sorunu!

ıı. II. grup, yola çıkışı iyi niyetli olan restorasyonlara gelince;

a) Yıllardır yapmadığımız veya yapamadığımız restorasyonları birkaç yıla sığdırmak yanlıştır.

b) Restorasyon uygulamalarında proje müelliflerine mimari mesleki denetimin yaptırılması zorunludur.

c) Yürürlükteki “kamu ihale mevzuatındaki” yaklaşık maliyet ve anahtar teslimi restorasyon anlayışı yanlıştır. Birim fiyat usulü uygulanmalıdır. İhaleler en çok kırana değil uygun fiyatı teklif edene verilmelidir.


Fotoğraflar ve analiz: Acar Avunduk

9 Comments

  1. ibrahim can bulut konuyu çok güzel özetlemiş bence,yılmaz düzgünerle seneler önce çalıştık nihat hocanın öğrencisidir,,işkembeciden restorasyon yapan usta olursa tabiki
    tarih katledilir,,,siz sevgili mimar arkadaşlar ,bu katliamın ,birazda sorumlusu sizlersiniz,günümüzde hayvanların bile nesli korunurken
    degerli ustalarımızı ,,malesef korumadınız,araştırmadınız,gereken degeri vermediniz,,işlerinizi maliyet acısından sradan insanlara yaptırdınız,ben 30 yıldır ,,şu anda sayenizde karikatürize olmuş
    vaziyette bulunan kartonpiyer işleri ile ilğilendim,,birçok kilise ve
    eski yapıda restorasyon çalışmasında bulundum,,uzun yıllar çalıştığım atelye bile 150 yıllıktı,,biz hakkı ile işimizi yaptık,,,kabahat bizde degil malesef sizde ..okadar gülünç şeyler yapıyorsunuzki okuduğunuz okuldan şüpe duyuyorrum,,hiç biriniz klasik mimariden anlamıyorsunuz tek yaptığınız anlıyormuş gibi davranmak,,geçen sene marmara ünversitesinde ders verirmisin konusu geçti,,bölüm başkanına ,acizane bilğimiz belli olsun diye bir soru sordum,,adamcıgaz çuvalladı,,kendi konumda takıldığınız bir yer olursa çekinmeyin gelin lütfen MUHARREM AKARDERE

  2. Tarihi yarımadada yukarıda gösterilen görüntülerin dışında bir de içler acısı hafriyat terörü varki , yıllardan beri durdurulamadı. Özellikle Bizans dönemine ait bir çok arkeolojik kalıntı bu yapıların altında yok edilip harmanlanıp hafriyat kamyonları ile döküm alanlarına gönderildi. Üstelik yerel yönetimlerde bunları durduramadı. bir çok tarihi deger daha gün yüzüne çıkamadançöp ve hafriyat döküm alanlarını boyladı.Bir çok yeni yapılan binanın bodrum katları sarnıç, saray, kilise ,sur duvarı ve benzeri bir
    çok yapının kalıntıları yok edilerek yapıldı ve halen bu uygulamalar devam etmektedir.Meslektaşlarımızın ve yetkililerin duyarlı olmasını bekliyor ve tarihi yarımadanın süratle yokedilmesini seyretmekten başka yapacağımız bir çok şeylerin olabileceğini hatırlatmak ister saygılar sunarım.
    Yılmaz DÜZGÜNER
    YMimar MSÜ.

  3. Geçenlerde MO İzmir Şubesinin daveti üzerine İzmir’de verdiğim “Korumanın Başkenti Safranbolu Deneyimleri” başlıklı konferanstan bir alıntı yapayım.
    “Safranbolu’nun en özgün camilerinden olan Lütfiye Camisi restorasyon çalışmalarını izlerken ustayı gözüm bir yerlerden ısırdı. Hangi restorasyon çalışmasında karşılaştığımızı sordum. Sen benim çok çorbamı içtin. Ben Bağlar’da işkembecilik yapıyordum; artık bıraktım bu işe başladım, dedi.”
    Yorumu size bırakıyorum.

  4. Korumanın çok geride olduğu bir ülkede az buçuk korunmuş gibi duran yerlerin de bu kadar bilgisizce tüketilmesi çok kötü duruyor gerçekten. Kurul eziyetinden kimsenin korumaya sıcak bakmadığı bir ülkedeyiz. Korunacak binası olanlar cüzzamlı gibiler ve sanki cezalandırılmışlar. Baskıcı kurul kararları ve ipe un seren yöntemleri bu sunumdan görüldüğü gibi hiç işe yaramamış. Kurul kararlarını belediye mi kontrol edecek acaba? İşte aynı Türkiye de yaşıyoruz. Bakın kontrol edilmiş, istenen düzeye ulaşmış kaça koruma girişimi var.
    Başarılı olanlar Acar bey gibi kendi emeğine sahip çıkıp titizce bu işi yürütenlerin eseridir. Kusura bakılmasın ama sadece budur ama önemli olan.

  5. Çok acıklı bir sergileme. Gören gözlere batan; bilen beyinlere acı veren YENİLEMELER…
    Fazla değişimler beklememek gerek ileride yapılacak olan AYNEN YENİLEMElerde; zira işi ihale eden, yüklenici olan, denetleyenler olaya DOLAR gözlüğü ile bakıyorlar. Bu işleri yapacak olan kişilerde öncelikle bilgi, görgü, kültür birikimi ve en önemlisi YAPILACAK OLANA KARŞI
    S E V G İ birikimi aranmalıdır..
    Aksi halde; (Acar Beyin örnekleri harika da) yeni BİZANS SUR DUVARLARI ortaya dökülmeye devam edecektir.

  6. Acar beyin bu türden hataları yılların meslek ustalığı gözüyle baktığında zorlanmadan bulduğunu tahmin ediyorum. Canan arkadaşımızın söylediğine bir yönüyle katılıyorum. Bu ülkede yıllardır ‘teorik’ planda yapılan koruma münakaşalarının pratik hayatımızda fazla bir anlam ifade etmediğini ne yazık ki söylemeliyiz. Ortaya çıkan “korunmuş eserlerin” hiç bir denetimi yok örneğin. Burada Acar beyin gösterdiği acıklı durumların ortaya çıkmaması için ne yapılmalı diye düşünmek gerekir. Bunu en çok kimler düşünmeli acaba?

  7. Özelikle restorasyonmuş gibi yapılan yanlış uygulamaları hatırlattığınız için çok hayırlı bir iş yapıyorsunuz Acar Bey. Şimdi koruma yanlısı görünürde çok insan var biliyorsunuz. Buna kurul hocalarımız dahil, odalarda bulunalar dahil. Ama işi yerinde nasıl yapıyorlar, problemleri nasıl çözüyorlar,nasıl bir işçilik kullanıyorlar (şu sütun bşaları örneğinizde olduğu gibi) içler acısı bir durum. Asıl işin bu tarfına bakmak gerekmez mi?

  8. Çok ayrıntılı bir gözlem, çok titiz bir çalışma olmuş. Bir daha birdaha dönüp nbakmak gerekiyor. Bizi aydınlattığınız için teşekkürler Sayın Avunduk.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir