Gayrimenkul Zirvesi - 9 - MİMDAP
Ana Sayfa Bağlantılar Biz Kimiz İletişim Mimar İş İlanları
ANA SAYFA
Gayrimenkul Zirvesi – 9
Share 3 Haziran 2009

2 Haziran 2009 Salı günü Lütfi Kırdar Uluslar arası Kongre ve Sergi Sarayı’nda, GYODER ve Reed Exhibitions işbirliğiyle Gayrimenkul Zirvesi’nin 9.’su gerçekleştirildi. Basında büyük yer tutan zirvenin açılışında GYODER Başkanı Turgay Tanes ve Avusturya Ekonomi Bakanı Wilhelm Moltener konukları selamlarken, Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince ile TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar birer açılış konuşması yaptılar.

acilis2.jpg

acilis.jpg

Ersin Özince konuşmasına Türkiye’nin, dünyanın gelişmiş ligine yani AB’ye yaklaşmış olduğunu izlemekte olduğunu belirterek başladı. Bu süreçte istikrar ve büyümenin küresel bazda daha çok önemi olduğunun görüldüğünü anlatan Özince, önümüzdeki yıllarda küresel ısınma ve göçün yaratacağı etkilerin ekonomiyle ilişkisinin görülebileceğini sölerine ekledi. Bakacılığın gelişerek sermaye piyasasını desteklemesi gerektiğini, bunun da piyasaları değiştirmek ve ürün çeşitliliğini arttırmakla mümkün olabileceğini belirtti.

Ayrıca bankacılıkta ipoteğe yönelik menkul değerlerin desteklenmesinin gerektiğini belirten Özince, devletin bunu iş edinerek kurumsal yatırımcıyı gayrimenkul sektörüne sokmak için teşvikler geliştirmesi ve bireysel emeklilik konusunda gelişmeleri devam ettirmek gerektiğini söyledi.

Erdoğan Bayraktar ise konuşmasına gayrimenkulün çok önemli olduğunu söyleyerek başladı. Gayrimenkul ile ilgilenen şirketlerin kendilerini geliştirmesine ihtiyaç olduğunu, iyi firmaların bu kriz döneminde ayakta kalıp yoluna devam edeceğini, işi bilmeyenlerin ise eleneceğini sözlerine ekleyen Bayraktar, TOKİ’nin Türkiye’de konut ve inşaat sektörünün önünü açmak için özel sektör ve müteahhitleri eliyle çalışmalarını sürdürdüğünü açıkladı.

YENİ EKONOMİK DÖNEM VE GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ İÇİN ÖNGÖRÜLER

Ekonomi Ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri Başkanı Dr. Can Fuat Gürlesel, 2003-2007 aralığının dünya ekonomisinde ve gayrimenkul sektöründe hızlı büyüme dönemi olduğunu belirtti. Dünya ekonomisindeki bu hızlı büyümenin gayrimenkul sektörü için önemini vurgulayan Gürlesel, 2007’de konut kredilerinde artış yaşandığını söyledi.

cfg.jpg

GYODER Gayrimenkul Raporu’nun bulgularını açıklayan Can Fuat Gürlesel, bu verilere dayanarak:
• 2009’un küçülme yılı olacağını,
• 2010’da ekonomik aktivitelerde yeni dengelerin ortaya çıkmaya başlayacağını ve normalleşmenin başlayacağını,
• 2001 yılında iyileşme ve büyüme sürecine girileceğini,
• 2011-2015 arasında ise göreceli olarak büyüme yaşanacağını öngördüklerini söyledi.

cfg3.jpg

cfg2.jpg

Bu dönemde Türkiye ve İstanbul için ortaya çıkabilecek avantajları ise şöyle sıraladı:
• Ekonomik faaliyetlerde göreceli daha hızlı büyüme
• Orta vadeli ekonomik temellerde istikrar; ihtiyaç ve talepler
• Konut ve ticari gayrimenkul pazarında geniş büyüme potansiyeli
• Göreceli daha sağlıklı finansman sistemi ve daha az borçlu hanehalkı
• İstanbul’un genişleyen bölgesel ekonomik ve ticari işlevi
• İstanbul’un göreceli daha yüksek getiri potansiyeli

KONUT YATIRIMLARI

Zirvenin üçüncü oturumunda “Konut Yatırımları” tartışıldı. ULI Türkiye Başkanı Haluk Sur’un yönettiği oturuma Emre Arolat, Emre Çamlıbel, Cemal Onaran ve Erdinç Varlıbaş konuşmacı olarak katıldı.

13.jpg

EMRE ÇAMLIBEL – Gayrimenkul Sektörünün Canlanabilmesi İçin Toprak Yönetimi Öncelikli Konudur

Soyak CEO Vekili Emre Çamlıbel, yıllardır sektörün desteklenmesi ve canlanması için tüketici piyasaları, vergi ve resmi harçların indirimi, rekabet piyasası, çıkmayan kentsel dönüşüm yasası, var olan yenileme yasası gibi pek çok konunun tartışıldığını ancak tüm bunlar alt alta yazıldığında ortaya “TOPRAK YÖNETİMİ” yani arsa üretiminin çıktığını belirterek sözlerine başladı. Toprağın finansman açısından önemine dikkati çeken Çamlıbel, kaliteli şehirleşmenin temelinin toprak yönetiminden geçtiğini ve Türkiye’deki konut sorununun çözümündeki en önemli konunun bu olduğunu söyledi.

23.jpg

Çamlıbel, Türkiye’nin konut sorununun toprak yönetimiyle şu şekilde ele alınması gerektiğini vurguladı:

“Hazinenin elinde bulunan 200 milyar metrekare toprağın %66’sı, orman, maden, su koruma havzası, tarım alanı, altyapı, hizmet tesisleri gibi, değerlendirilemez alanlardan oluşmaktadır. Önemli olan geriye kalan %34’ün nasıl değerlendirileceğidir. Bu da satış, kamu ile özel sektör işbirliği ve bedelsiz koşullu devir olarak üç yöntemi işaret etmektedir. Ancak burada önemli olan bu kararları almadan önce yapılması gerekenlerdir ki, bunların başında Teknik, kadastral imar planı yapımı ve ilgili kurumlar arası koordinasyon gelmektedir. Tabi bunlar yapılırken de mutlaka şeffaf, yerel, uzun vadeli ve çok paydaşlı yöntemler kullanılmalıdır.”

ERDİNÇ VARLITAŞ – Yeşil Bina Sertifikasyonu İçin Çalışmalar Yapılmalı

Sürdürülebilir Yeşil Binalar konusunu VARYAP Meridian projesi örneğiyle açıklayan VARYAP CEO’su Erdinç Varlıtaş, geleceğe verilen değeri öne çıkararak “Yeşil Bina” konseptinin üç başlık altında irdelenmesi gerektiğini belirtti:

  • Neden Yeşil Bina?
  • Nasıl ve neler yapıyoruz?
  • Türkiye’de yapılması gerekenler nelerdir?
  • 32.jpg

    Öncelikle Türkiye’de enerji tüketiminin büyük bölümünün (%31) evlerde gerçekleştiğinin bilinmesi ve bu nedenle konut projelerinde yeşil bina konseptine yönelinmesi gerektiğini belirten Varlıtaş, bu tür projelerde kaynak tüketiminin ciddi oranlarda düşerek proje değerinin arttığını söyledi.

    Varlıtaş yeşil projelerin avantajlarını ise şöyle sıraladı:

  • Atıkların azaltılması,
  • Mekana adaptasyon,
  • Yaşanabilir bir çevre yaratma,
  • Çevresel etkiyi azaltma,
  • Hızla paraya dönüştürülebilir olma,
  • Yüksek kira bedelleri,
  • Pazarlanabilirliğinin artması,
  • Düşük işletme maliyeti,
  • İnsanlar için verimliliğin artması,
  • Hava kalitesinin iyileşmesi,
  • Gün ışığından faydalanma,
  • Doğal bir manzara yaratma.
  • 2a.jpg

    Dünyanın farklı yerlerinde farklı sertifikasyon programlarının olduğuna ve bunların daha çok 2000’lerin başlarında ortaya çıkmış olmasının Türkiye’nin bu konuda geç kalmış olmadığını gösterdiğini belirten Emre Varlıtaş, Türkiye’nin de kendi coğrafi, ekonomik ve sosyal koşullarına uygun bir sertifikasyon programı geliştirmesi gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca Yeşil Bina’nın sadece çatısı ve balkonlarına bahçeler serpiştirilmiş binalar olmadığını, enerji, su tüketiminin azaltılması, çevre duyarlılığı, inşaat atıklarının azaltılması vb pek çok unsurun bir araya getirilmesiyle ortaya çıkan bir olgu olduğunu hatırlattı.

    EMRE AROLAT – Mimarlık Dünyasında Aşırma Projeler Öne Çıkıyor

    Mimar Emre Arolat, “Sermaye egemen toplumların oluşturduğu üretim-tüketim süreçleri içinde dünyadan bihaber bireyler olmamızın beklendiğini” belirterek sözlerine başladı. Mimarlık dünyasının içinde bugün bazı kavramların öne çıkmaya başladığını söyleyen Arolat, bu kavramları şöyle açıkladı:

    42.jpg

  • Kentsel Segregasyon (ayrışma) / Gettolar
  • İntihal / Aşırma
  • Gösteri / Parıltı / Afili Yapılar
  • Hakikat / Simülasyon
  • Günümüzde mimarlıkta intihal / aşırma konusunun büyük bir problem olduğunu, Las Vegas ve Dubai gibi kentlerin, taklit projelerle meydana gelerek sanal bir gerçeklik yarattığını ve hiçbir özgünlük taşımadığını anlatan Arolat, bu tür yaklaşımların ülkemizde de sıklıkla görüldüğünü ve ölçüsüz, düzensiz, sadece pazarlama odaklı, toprak yönetimi ve sürdürülebilirlik gibi kavramları yok sayan projelerin ortaya çıktığını vurguladı. Arolat, bu tür yaklaşımların içinde “Akıntıya Karşı” ilerlemeye çalıştıklarını belirterek sözlerini bitirdi.

    CEMAL ONARAN – İstikrar, Pozitif Beklenti ve Gelir Artışı Şart

    Garanti Mortgage Genel Müdürü Can Onaran, konuyu tekrara konut finansmanına getirerek yatırım ortamının oluşabilmesi için öncelikle ekonomik istikrar, pozitif beklenti ve gelir artışının sağlanması gerektiğini açıkladı. Ardından genel durumu şu şekilde özetledi:

    5.jpg

  • Türkiye’de yıllık 500 bin üzerinde konut ihtiyacı ortaya çıkıyor.
  • Faiz oranlarında düşüş trendi devam ediyor.
  • Gelişen ekonomi ile beraber 2003’ten itibaren inşaatlarda artış gözlemleniyor.
  • Konut sektöründe 2003’ten beri yaşanan canlanma konut satışlarına da yansıyor.
  • Ertelenen taleplerle beraber 2004’ten itibaren konut kredileri 13 kat büyüdü.
  • Ancak yine de Konut kredilerinin GSMH’ya oranına bakıldığında, %4’lük oranla, Macaristan ve Polonya gibi AB’ye çok geç girmiş ülkelerden dahi daha gerilerde yer aldığımız görülüyor. Bu oran AB genelinde %50, ABD’de ise %65.
  • Bu noktanda sonra;

  • Konut politikası ihtiyacı,
  • Kentsel dönüşümün mantıklı bir zeminde gerekliliği,
  • İhtiyaçlara yönelik üretim yapılması,
  • Kredi değerlendirme süreci,
  • Tüketiciye doğru ürünün sunulması,
  • Alternatif fonlama enstrümanlarının gerekliliği ortaya çıkıyor.
  • Yazı ve Görseller: Mimdap

    1 Yorum
    1. dünyada gayrimenkul sisteminin yarattığı köpük şu anda yaşanan krizin nedenlerinden biri. morgage sistemi de gerçek bir konut edinme yardımı yahut kredi sistemi olmaktan çok bir çok aracı kurumun, finans pazarlama sektörünün arpalığı durumuna girince şişirilen değerler üzerinden yaratılan pazar bir süre sonra çöktü. aracı kurumlar vurup kaçtı, ortalıkta pazarlanmak üzere üretilmiş binlerce konut kaldı. gayrimenkul zirvsinde ben bu ülkede kalıcı sistemler ve devlet garantili formüller üzerinde konuşulmasını dilerdim. yoksa bu alan finans kapitalin bir de kredi (sanal alem) dünyasında zaten satış karlarıyla egemen olduğu piyasaya bir daha dönüp halkın cebine el uzatmaya dönerse sistem durmadan arıza verir.

      cüneyt bulut | 8 Haziran 2009


    Yorum yazmak için


      Avustralya’nın Melbourne kentindeki Penleigh ve Essendon Gramer Okulu’ndaki (PEGS) Müzik Merkezi, McBride Charles Ryan’ın (MCR) PEGS Kampüsleri genelindeki bir dizi girişiminin bir parçasıdır. 

    Copyright © 2024 All Rights Reserved | Mimdap.org