Yeni Yüzyıl Üniversitesinde Orhun Alkan Yılmaz Kuyumcu Proje III Atölyesi - MİMDAP
Ana Sayfa Bağlantılar Biz Kimiz İletişim Mimar İş İlanları
ANA SAYFA
Yeni Yüzyıl Üniversitesinde Orhun Alkan Yılmaz Kuyumcu Proje III Atölyesi
Share 3 Şubat 2015

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Proje III Atölyesi uzun süreçler sonucunda şekillenen bir ekip çalışmasıdır. Alt sınıflarda hazırlanan projelerden, teknik resim, bilgisayar programları (bu alandaki tüm programlar kapsama alanındadır), yapı ve uygulama projelerine kadar (ki bu gün  bu derslerin tümü malesef ülkemizde bazı üniversitelerde, ticari kaygılarla, programlardan kaldırılmış öğrenciler mesleklerini yapamaz hale düşürülmüştür) geniş bir alanda sistemli ve koordoneli çalışmalarla şekillenmiştir.

Mimarlık artık geçmişe göre çok daha gelişkin özellikler isteyen bir alandır. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde önde gelen okullarına bakıldığında derslerin azaltılması bir yana arttırıldığını görmekteyiz. Yeni teknikler dev adımlarla mesleğin yeniden şekillenmesine neden olurken, örneğin bilgisayarın sadece tasarımda ve sunumunda değil yapı fiziğinden anketlere çok geniş bir alanda kullanıldığını görmekteyiz. Bu sofistike eğitimi almadan verilen mimar diplomalarının boş kağıt kadar bile değerlerinin olmayacağı zaten açıktır. Derslerin uyum sağlanarak arttırılması, eski derslerin yanına yenilerinin gelmesi, öğrencinin vizyonunun mimarinin giderek artan alanlarını ve yetkinliklerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi sadece bir dilek değil bunun çok ötesinde bir zorunluluktur.

Bu sergide meslek eğitimlerinin henüz ortasına gelmiş mimar adaylarımızın heyecanları ve tutkuları sergilenmektedir.

 

Yılmaz Kuyumcu Orhun Alkan

Resimleri büyütmek için üzerlerine tıklayınız.

Projelerin tümünün birleştirilmiş videolarını ve sergiyi izlemek için tıklayınız..

 

Ferdi Aydın (Projenin videosu için tıklayınız)


Projenin ana fikrini oluşturan başlangıç imajı

 

 

 

Gözde Görür

 

 

 

Esra Kaçar  (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

 

 

Kübra Bodur

 

Betül Tuncer (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

 

Sefa Aru Projesi (Projenin Videosu için tıklayınız)

 

Havva Aktağ Projesi (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

 

 

Gözde Görür Projesi

 

 Aykut Büyüker (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

 

Büşra Dede Projesi (Projenin videosu için tıklayınız)

 

Büşra Nalbant Projesi (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

Merve Ural (Projenin videosu için tıklayınız)

 

Kristina Kalfoğlu (Projenin videosu için tıklayınız)

 

  

    

 

Abdullah Osmanoğlu (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

 

 

 

Gülistan Karakeçi (Projenin videosu için tıklayınız) (Diğer video için)

 

Şükrü Öztürk (Projenin videosu için tıklayınız)

 

  

 

 

 

 

Samet Kınış Projesi (Projenin videosu için tıklayınız)

 

Ahmet Kemal Çataloğlu (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

Nurullah Demir (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

 

Derviş Ali Ersoy (Projenin videosu için tıklayınız)

 

Sercan Özdemir (Projenin videosu için tıklayınız)

 


Mehmet Dinç (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

 

 

 

 

 

Muhammed Fatih Uzun (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

 

 

Muhammed Alp (Projenin videosu için tıklayınız)

 

Çiğdem Köse (Projenin videosu için tıklayınız)

 

Ahmet Altınmakas (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

Cüneyt Aykut Alp (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

Burak Özkan (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

Recep Özmen (Projenin videosu için tıklayınız)

 

Enes Sağlam (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

 

 

Mehmet Terzi  (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

Mehmet Eray Karaman  (Projenin videosu için tıklayınız)

 

 

 

28 Yorum
  1. Çok büyük ilerleme var özel bir fakülte bu düzeydeyse kimbilir büyük devlet fakülteleri nasıldır? Almanya’dan tebrikler.
    Bilgisayara dudak bükenler var her yerde, siz yeni mimarlar onları boş verin bilgisayar size yeni bir göz verdi, değerini bilin.

    Kemal Ali Şentürk | 5 Şubat 2015

  2. Bir Yılmaz Kuyumcu- Orhun Alkan klasiği, yine ekip mimarlık serüveniyle uçurulmuş, çok verimli bir proje ortamı yaratılmış. Hocalarına ve ekipte yer alan meslek adaylarına tebrikler.

    Hasan Kıvırcık | 5 Şubat 2015

  3. Burada dikkatimi çeken baskın ya da tek bir tarz olmaması. Anlaşılan hocalar kendi doğrularını yaptırmak yerine öğrencinin kendi tarzını bulmasını teşvik etmişler ve tek bir yaklaşım yerine çok geniş bir yaklaşımlar koleksiyonu ortaya çıkmış…. Bence en önemli yönü bu. Ayrıca çok değişik düzeylerde projeler var. Profesyonel bürolarla yarışabilecek çok sayıda proje ve sunum olduğu gibi bunun çok gerisinde olanlar da var. Bence iyi projeleri seçmek yerine atölyenin tamamını anlatmak çok doğru ve pedagojik bir yaklaşım çünkü geride kalanlara da ha gayret başarırsınız mesajı veriyor. Girişte hocalarımızın yazdığı yazı ise çok ürkütücü. Eğer bir üniversite kar edeceğim diye dersleri kaldırıyorsa o üniversitenin hemen mühürlenmesi, hemen kapatılması gerekir. Çünkü çağımızda en korkunç jenosit, katliam, soykırım ne söylersen söyle gençlerin soykırımıdır.

    Aziz İlker | 5 Şubat 2015

  4. Çalışmalardan bazıları gerçekten çok çok güzel bütünü de başarılı. Umarız bu çalışmalar gelişigüzel değil kuramlara göredir. Eğer öyle ise dileriz bizde de olur. “Taş”kışladan sevgilerle.

    Anonim | 5 Şubat 2015

  5. Benim bu projelerden okuyabildiklerim: 1. çağdaş insan bilgisayara rağmen sosyal insandır. Onun her zamankinden daha çok bir araya geleceği mekanlara gereksinimi vardır. 2. Bu mekanlar üç türlüdür: Tanımlı işlevli mekanlar (sergi salonu, tiyatro, müze, kütüphane gibi), ara mekanlar (ana mekanların arasında yer alan ama bunlara bağlı olmayan mekanlar) ve kent ile proje arasındaki ikinci tür ara mekanlar. (meydan, yol, giriş vs gibi). 3. Estetik ancak sanatçının bireysel algısının geri dönüşü yani toplumsal ifadesi olarak bir anlam taşıyabilir. Bu nedenle de kişiseldir. 4. Bireyin özelliklerinin yansıtılması sanattan bahsedebilmek için gereklidir. 5. Teknoloji tüm bu ortamda ana unsurdur. Çünkü düşüncenin maddeleşmesini sağlar. Niyet önemlidir. Ve bu projelerde niyet bulunmaktadır. En azından Aksaray ile Çamlıca arasına sıkışmış gariban mimari ortamımızda. Bana bu kadar şeyi söyleme imkanı verenler sağolsunlar.

    Ahmet Emin Kolcuoğlu Mimar | 5 Şubat 2015

  6. Abartmayalım

    Anonim | 5 Şubat 2015

  7. Bu dönem muhteşemdi. Anlayışlı hocalar, her zaman her konuda destek olan, güler yüzler, sürekli şakalar, inanılmaz bilgiler, örnekler, programlar… inanılmaz güzel hatıralarımız oldu. Çok çok teşekkürler hocalarımız.

    Anonim | 6 Şubat 2015

  8. Hangi progranları kollundınız belirtirseniz seviniriz Şimdiden sağolun.

    Anonim | 7 Şubat 2015

  9. Çok çok güzel çalışmalar. Hepsi mükemmel değil belki ama aralarında gerçekten mükemmel olanlar var hem de şaşırtıcı derecede. Bunların hele hele üçüncü sınıf öğrencileri oldukları düşünülürse. Hocalarını, üniversitelerini, yöneticilerini ve tabi ki Hocalarını tebrik ederim.

    Metin Alucralı | 8 Şubat 2015

  10. Çok teşekkürler

    Anonim | 8 Şubat 2015

  11. Son zamanlarda yayınladığınız bütün dönem projeleri çok iyiydi gerçekten. Herşeye rağmen mimarlık çıtası yükseliyor mu

    demet çambel | 12 Şubat 2015

  12. yorumların hiç birine katılamıyorum maalesef, sanki temel mimarlık (işlevsellik, insan ölçeği….gibi) ilkeler yolda kalmış unutulmuş gibi. yüzeysel bakış beni korkutuyor. her an patlayabilen bir balon gibi ve yeni form arayış ekizlerinden ileri gitmiyor projeler. biliyorum türkiye’de mimalığı eleştirmek zor bir konu anca eleştirmeden de kimse mesleğinde ilerleyemez.

    mehmet şenol | 15 Şubat 2015

  13. Belki de yeni bir eleştiri dili bulmamız gerekiyor. Görselliğin, sanal gerçekliğin yeni bir gerçeklik oluşturduğu günümüzde artık biraz da bizim zamanlarımız geçiyor. Eskiden hatta yakın geçmişte ne vardı? Cam seçeceğiz diye bitmemiş binaya camlar taktırırdık. Sıva, renk provaları yapar, müşteri ile kavgalar ederdik. Form aramak şöyle dursun, imar kanununun dikte ettiği şahane, olağanüstü, mükemmel formlar, imar hakları, ısı yönetmelikleri ile hayatımızı geçirir, sonra da dış ülkelere gittikçe ciğercinin kedisine dönerdik. Gençlerin projeleri kuşkusuz tümüyle mükemmel değil ama şunu da söylemek lazım bizi aşıyorlar. Hem de fersah fersah. Planlarda eksikler olabilir ama yukarıdaki projelerden hiçbirisi evimin karşısında her gün gördüğüm Cafer Ağa kompleksinden geride kalmıyor. Samimiyim, bazıları mükemmel olurdu ama en az beğendiğim bile şu an gördüğümden daha güzel ve daha önemlisi daha insan ölçeğinde, daha karşılayıcı ve en önemlisi belki de daha fazla söz söylüyor.

    A.E Kolcuoğlu | 15 Şubat 2015

  14. Hala geçiriyor, hala dönüyoruz.

    Anonim | 15 Şubat 2015

  15. Biz bu kadar karışık ve zor konuları diplomada bile vermiyoruz. Üçüncü sınıfın birinci döneminde verdiğimiz konular sanatçı evi, ilkokul, dispanser gibi konular ve onların da üç boyutta geliştirilmelerini istemiyoruz. Böylesine canlı ve semt bazında önemli bir merkezde bu kadar kapsamlı bir projenin üstelik üçüncü sınıf öğrencileri tarafından yapılabileceğini hiç düşünmemiştik. Demek ki bazı şeyler bizi aşmış. Gelelim işin diğer tarafına burada hem çok iyi çalışılmış projeler var hem de kötü çalışılmış projeler. Bunu ben hocalarımın eğitsel yaklaşımlarına veriyorum. Ancak bir yayında hem de Türkiye’nin önde gelen bir iki mimarlık yayınından birisinde yayınlanmasını doğru bulmuyorum. Sadece iyi projeler internete konulmalıydı. Projelerin bilgisayar kullanımıyla geliştirilmesini de bence artık kabullenmenin zamanı gelmiştir. Biz kendi kurumumuzda bile oldukça tutucu bilinir archicad programını eğitime aldık.

    Anonim | 18 Şubat 2015

  16. Biz de öyle. Ama yakın zamanda tamamlayacağımız bir araştırma var onun sonuçları hakkında bir ipucu vereyim:
    a.Bilgisayar bilgi alanındaki hierarşileri tümüyle ortadan kaldırdı. Eskiden bu tür projelere kalkışmak için, teşebbüs etmek için büyük büro olmak gerekirdi. Şimdi ise çocukluk çağından yeni çıkmış bir öğrenci evindeki üç kuruşluk bilgisayar ile dünyanın önde gelen firmaları ile kolayca yarışabiliyor.
    b.Eskiden tasarlanan bir projenin hayata geçirilmesi için çok büyük bürolar gerekirdi. Şimdi ise proje inşa edilmiş gibi tasarlanabiliyor (kolonu, kirişi, perdesi, döşemesi, duvarıyla… ) uzmanların yapması gereken sadece uygalamanın takibi ile sınırlı kalıyor.
    c.Başta eğitim alanı olmak üzere iktidarlarını kaybeden kesimler bu durumu görmezden geliyorlardı şimdilerde ise ya bunun çarpıtılmış deneyimlerini ithal ediyorlar anlamadan ya da kendi kabuklarına çekiliyorlar. Bu arada da uzmanların uzaklaştırılması için her türlü numarayı tezgahlıyorlar
    Dervişin dediği çocukluğumuzun dükkanlarında yazdığı gibi BU DA GEÇER YAHU

    A.T | 19 Şubat 2015

  17. Ben hiç de hemfikir değilim. Yukarıdaki projelerin bir bölümü gerçekten çok iyi olabilir, bu arada hocalarının payını da unutmamak lazım. Hocalardan benim tanıdıklarım gerçekten çok ama çok iyiler. Ayrıca Fikret Hoca’da Yeni Yüzyıl’da gerçekten müthiş ötesi bir ekip oluşturdu. Beykent’te kazandıkları deneyimi sonuna kadar Yeni Yüzyıl’da kullandılar hem de üniversitenin mali durumuna, ödemelerine bakmaksızın. Beykent’te sözleşmeleri uzatılmayan Alper hocayı, Fatih hocayı hemen kaptılar. Geçen hafta Yılmaz hocaya sordum, bana birkaç yıl önce YeniYüzyıl üniversitesi mimarlık bölümünün tavan puanı (306 puan), Beykent üniversitesinin taban puanına neredeyse eşitti (302 puan) şu an Yeni Yüzyıl Beykent’i açık ara geçti dedi. Anlaşılan kalite ülkemizde de aranıyor.

    Ali Kemal İmamoğlu | 19 Şubat 2015

  18. Çok iddialı cümleler kurmuşsunuz. Sayın A.T. nerede nasıl yaptığınızı anlatırsanız iddianızı da kanıtlamış olursunuz. Evet doğru mimarlık artık bilgisayar yardımıyla bir bilgisayarın bütün bir büronun işini yapabilir olması nedeniyle çok hızlandı. Her geçen gün de bu durum inanılmaz mesafeler almakta ama yine de bürolara ihtiyaç var. Gerçi büro derken bizim autocad’i daha yeni anlayan büroların kalabalık nüfusnlarından bahsettiğiniz anlaşılıyor ama yine de iddianız çok aşırı.

    Anonim | 19 Şubat 2015

  19. Mimarlık eğitiminde istenen noktanın (dünyanın ulaştığı nokta) biz çok ama çok gerisindeyiz. Girin AA sitesine, girin MIT ve diğer sitelere projelere çalışmalara bakın, ne demek istediğimi kendiniz görürsünüz. MİMDAP’ın saygınlığı bence projelerin yayınlanmadığı bir ülkede (ODTÜ’yü ve bireysel öğrenci yayınlarını saymaz isek) projelerin yayınlanmasına cesaret edenlere yer vermesinde ve bu çok önemli. En az onun kadar önemli bir başka husus daha var o da bu projelerin bilgisayarı filan bir yana bırakıp eleştirilmeleri. Eleştiri bizde ne hikmetse hep olumsuz anlamda kullanılıyor. Ben Mehmet Şenol beyin “türkiye’de mimalığı eleştirmek zor bir konu anca eleştirmeden de kimse mesleğinde ilerleyemez” sözünü çok önemsiyorum ve hocalarımı, meslektaşlarımı eleştiri yapmaya davet ediyorum. Bu projeleri yapan öğrenciler bunun onların ve bizim iyiliğimiz için olduğunu anlayacaklardır.

    Hakkı Akıncı | 21 Şubat 2015

  20. Tüm eleştirileriniz için teşekkür ederiz. Kesinlikle olumlu ya da olumsuz eleştiri olmadan gelişme olmayacağına inanıyoruz. Burada tüm projeleri koymaktaki amacımız yapılanların tamamı hakkında bilgi vermek ve eleştiriye açmaktır. Zaten okulların akreditasyonunda sadece en iyi projelere değil diğerlerine de bakılmaktadır. Bir diğer neden de öğrencilerimize yaptıkları her çalışmanın görünür olduğunu ve arkalarından geleceğinin bilincini vermek ve bunun karşılığı olan profesyonel davranışı oluşturmaktır. Konunun zor olduğunu düşünmüyorum. Aslında mimaride zorluğun konunun büyüklüğünden çok mimari yaklaşımda olduğunu düşünüyoruz. Öğrencinin sevmesinin, benimsemesinin bu aşamalarda motivasyonu arttırdığını bunun da çalışmaların gelişmesini sağladığını biliyoruz. Bir kez daha tüm eleştirilere teşekkür ederiz.

    Yılmaz Kuyumcu | 23 Şubat 2015

  21. Felicitations. Those projects are wonderful. We wish to have this kind of teachers in Belgium too.

    Andre Villar | 5 Mart 2015

  22. Teşekkürler

    Anonim | 5 Mart 2015

  23. Benim eleştirilerim pedagojik açıdan. Eğer bu düzeyde projeler yaptırmak istiyorsanız öğrencilerinize bunun altyapısını önceden vermeniz gerekir. Yani çok iyi yapı bilgisi, çok iyi bilgisayar programları eğitimi, çok iyi temel tasarım eğitimi almış olmaları gerekir. Bizim ülkemizde maalesef bu olanaklar yok. Devlet üniversiteleri dahil olmak üzere hiçbir üniversitede bu eğitim yapılmıyor. Şimdi iki ihtimal var: ya bu üniversite Türkiye’de değil ve biz bilmiyoruz ya da öğrenciler bu projeleri bir yerlerden almışlar. Çünkü eğer Türkiye’de bu düzeyde projeler hele hele bir üniversitede yapılabiliyor olsaydı her halde mimarlığımız bu durumda olmaz, kentlerimiz bu kadar çirkinleşemezdi. Bizim üniversitemizde ancak piyasada yapılabilenlere benzeyenleri kadarını yapabiliyoruz. O bile şupheli.

    Anonim | 8 Mart 2015

  24. Yeni Yüzyıl Üniversitesinde öğrencilerimiz bu projelere gelmeden önce Autocad, Rhino, Allplan, C4D, Maya, 3DS… eğitimleri gördüler. Bu yaptıkları proje 3.proje olarak geçse de aslında 5.projeleri ki bunun yanında şehircilik, rölöve, taşıyıcı sistemler…. alanlarında da projeler yapıyorlar. Üniversiteyi bitirdikleri zaman 14 tane proje yapmış oluyorlar. Ayrıca sadece ikinci sınıfta alan dışı dersler alabiliyorlar ki onlar da mimarlık bölümü ile ilişkili olmak zorunda, üç ve dördüncü sınıflardaki seçme derslerin tamamı alan içinden ve itina ile seçilmiş dersler. Ayrıca bir iki örnek dışında tüm projeler okulda atölye çalışmaları sırasında geliştirilmiş projeler yani dış müdahaleler hem anlamsız hem de çok sınırlı olabilir. Kısaca belki en iyisi olsa da mükemmel bir eğitim değil ama bunun için elimizden geleni ÖZGÜRCE ve samimi bir şekilde yapmaya çalışıyoruz.

    Yılmaz Kuyumcu | 8 Mart 2015

  25. Zaten bu memlekette elinizi şaklat sanız yapılanlardan daha iyi bir mimarlık yapmış olursunuz. Marifet bunu uluslararası ölçeklerde yapabilmek. Gençler en azından denemişler ve önemli ölçüde de başarmışlar. Gerisi laf.

    Anonim | 15 Mayıs 2015

  26. Eleştirmek için burada da projeler var.

    Anonim | 23 Temmuz 2015

  27. Burada bile -dar arsada- daha çok fikir varmış özür dilerim. Haklıymışsınız.

    “Kimseyi takmayan” “dertsiz tasasız” öğrenciler adına | 18 Haziran 2016

  28. Sergideki projelerde imgeler eksikti. Yani yarışmayı kazanmak için hazırlanmış, jüriyi göz önüne almış, sembolik, ikonik, imgesel yönleri olmayan projelerle yarışmaya katılmışlar. Yarın bu projelerden sadece birinci olan değil herhangibir tanesi uygulanacak olsa güzel, şık ama mimarlığa bunun dışında hiçbir katkısı olmayacak, hiçbir yayında yer almayacak, Kadıköy, İstanbul için bir ziyaret yeri olmayacak projeler bunlar. Mimarlığımızın aynısıyla taklit Osmanlı, eh işte Selçuklu ile imgesiz, heyecansız para dışında hedefi olmayan proieler arasında sıkışıp kalmış olması çok yazık.

    Koray Kurtulmuş | 19 Haziran 2016


Yorum yazmak için


  Avustralya’nın Melbourne kentindeki Penleigh ve Essendon Gramer Okulu’ndaki (PEGS) Müzik Merkezi, McBride Charles Ryan’ın (MCR) PEGS Kampüsleri genelindeki bir dizi girişiminin bir parçasıdır. 

Copyright © 2024 All Rights Reserved | Mimdap.org