Alman mimar Stefan Behnisch, mimari formu yeni enerji-etkin bir yöne yöneltiyor.

Alman standartlarına göre, 100 çalışanıyla büyük bir firma olan Behnisch Architekten’in kurucusu mimar, Alman Mimarlar Odası genel sekreteri Tillman Prinz’e göre bir çok mimar için bir rol modeli.

Behnisch, 1989 yılında Stuttgart’ta kurduğu firmasında çağdaş mimariyi yüksek çevresel performansla birleştirdiği işleriyle farklı bir ün kazandı. Mimar dünyada –özellikle ABD’de- en çok biyoteknoloji şirketi Genzyme için Cambridge, Massachusetts’de tasarladığı ödüllü merkez binasıyla tanındı. Bina 2004’te açıldığında, yakınlardaki bir enerji santralinin atık enerjisiyle ısınma ve soğuma sorununu çözmesi ve gündüz aydınlatmayı azaltmak için de gün ışığından faydalanmasıyla, ülkenin en büyük LEED Platin binası olmuştu.

Daha sonraki çalışmalarında da –henüz tamamlanan, Baltık Denizi’nde, Stralsund’da yer alan okyanus müzesi Ozeaneum ve bu yıl açılacak olan Hamburg’daki mücevher biçimli Unilever merkez binası gibi – Behnisch’in işlev ile çevre mühendisliğini formu oluştururken kullanma biçimi, mimarlığının kıvrılmasına ve bükülmesine neden oldu. Mimar, “Her zaman tasarımın çevresel boyutuyla ilgilenirdim, tasarımla sürdürülebilirlik arasında herhangi bir çelişki olduğunu düşünmüyorum. Her zaman sürdürülebilirliğin mimari formu oluşturabileceğine inanırım” şeklinde açıklıyor.

Ozeaneum

Daha önceki, 1997’de Stuttgart’taki Landesgirokasse Bank binası, Hollanda’daki Orman ve Doğa Araştırma Enstitüsü ya da 1998’de Avrupa Birliği pilot projesi gibi çalışmalarında, yeşil stratejileri ile insan odaklı yaklaşımı program ve işlev açısından neredeyse birbirinden ayırt edilemiyordu.

Orman ve Doğa Araştırma Enstitüsü

Behnisch’in “ilk büyük projemdi” dediği bir blok uzunluğundaki Landesgirokasse’ta 1000 kişilik ve 5 katlı ofiste doğal havalandırma sağlamak amacıyla, güneşe yönlenme, kanatlı pencereler, gölgeleme için dışarıdan ahşap kaplama gibi fazla teknoloji gerektirmeyen stratejileri bir araya getirdi. Bina bir çok Alman ofis binası gibi dikdörtgen ve cam kaplıydı ama Stuttgart’taki daha ağır kütleli yapılara oranla mimar bu binada kütlenin etkisini dağıtmak üzere dinamik olarak sırayla girinti ve sundurma biçiminde çıkıntılar kullanmış ve bunları gün ışığı, dolaşım ve ısı konforuna göre yerleştirmiştir.

Landesgirokasse Bank binası

İşlevselci mantık ve çevresel uzmanlık nedeniyle, mühendisler projelere daha konsept tasarımın ilk aşamalarında ekleniyor. Her zaman projelerinde programlama, yerleşim ve ışığı birlikte ele alabilmek üzere enerji uzmanları yer alıyor.

Ortaklarının yanı sıra, Behnisch’in sürekli birlikte çalıştığı diğer iki isim ise Buro Happold’dan Transsolar İklim Mühendisliği’nden Tony McLaughlin ve Thomas Auer. Şu sıra da birlikte 2012’de açılması planlanan Harvard Üniversitesi’nin Massachusetts’teki yeni bilim kompleksi üzerinde çalışıyorlar. “Ben mimariyi içeriğin belirlediğine inanıyorum. Yani bir laboratuarı illa ki çok resmi yapmak durumunda değilim, çünkü hem malzeme kendi özelliğini verecekti hem de zaten bilim adamları sınırların dışında olmaya alışıktırlar”

Harvard Üniversitesi yeni bilim kompleksi

Ozeaneum, Behnisch’in geleneksel blok dizilerinin ötesinde, içerik, performans ve çevre mühendisliğini ilişkilendirerek yeni mimari formlar yaratan proje serisinin bir kısmıydı. Müzelerin talepleri, ofis ve laboratuar binalarına göre daha azdı ancak akvaryumların kendine has programlı bir mantığı vardı: tanklar içerisindeki tonlarca suyu sürekli temizlenmesi geniş kompresör sistemleri, soğutucular, pompalar ve filtreler tankların ardına saklanması gerekiyordu. Suda mantar oluşumunu önlemek ve daha dramatik bir görünüm yaratmak için canlı sergi salonlarının birçoğunu güneş ışığından arındırmak gerekiyordu. Bu amaçla ekip, ziyaretçilere karanlıkta periyodik bir rahatlama sağlayacak şekilde, güneşe açılan koridorlar tasarladı. Ozeaneum böylelikle hem kentin arzuladığı gibi simgesel bir şekle bürünmüş hem de çevresindeki tarihi dokuyu ezmeyecek bir ölçeğe ulaştı.

Ozeaneum

Norddeutsche Bank

Hamburg Hafencity’de açılacak olan Unilever merkezi ise Behnisch’in şimdiye kadarki en fonksiyonel ve form açısından da en yenilikçi yapısı olmaya aday görülüyor. Yapı, bir yandan performansla kentin kalbindeki bir ofisin kişisel konfor ihtiyaçlarını karşılarken diğer yandan da kıyı alanına canlandırıp kente de yeni çevresel standartlar getirmeyi amaçlıyor.

Unilever binasında da hemen hemen tüm Behnisch binalarında olduğu gibi hem içeriye maksimum gün ışığını alabilecek hem de bir mağaza, bir restoran, açık hava oturma alanları ve marketiyle kamusal alan işlevi görecek merkezi bir avlu yer alıyor. Isınma ve soğuma için binada Behnisch’in başka bir proje için geliştirdiği levha soğutma istemi kullanılıyor. Bu sistemin mantığı, yer altı suyunun jeotermal ısıtma ve soğutma sistemi gibi bir pompayla beton levhalar arasında dolaştırılmasına dayanıyor. Dış cephenin dönüşlü yapısı oldukça stilistik bir görünüm yaratsa da aslında yüzey, çevresel kaliteyi yakalamak ve bütçeyi de aşmamak amacıyla bu şekli almış.

Unilever merkez binası

Behnisch, Almanya’da LEED’in sınırlamalarına karşı çıkanlara da LEED’i savunanlar arasında ve “karşı çıkmak çok basit bir reflekstir, sürdürülebilirliği pazarlayabildiğimiz gün, onu yapılarımıza entegre edebileceğiz ve işte o zaman mimarinin resmi dili tamamen değişecek” diyor.

Bad Aibling Spa

Kaynak: Metropolis Magazine

One Comment

  1. Norddeutsche Bank projesinde performans formu çok fazla belirlemiş, banka olduğundan ve çok fazla performansa sahip olduğundan herhalde. Bazen de şiddetli belirliyor doğrusu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir